Dikensiz gül arayanlar, ne tuhaf bir işe koyulmuşlar değilmi? Dikensiz bir gül ha? Gülü buldu da birde dikensizi olsun istiyor. Bahçeye girmiş, sağdan sola koşturuyor. Rengarenk güller durur iken, O, dikensizini arıyor. Tabi diken batınca acıtıyor, can yanıyor. Dikensiz gülü almak demek, canın acımayacağı demektir. Demek ki gülün dikensizi, kendi nefsinin işine geliyor. Peki dikensiz gül varmıdır ki? Yoktur tabi ki. Boş hayali bir emekten başka hiç birşey değil!
Niçin her birimiz güllerin dikensizini aramaktayız? Ne tuhaf insanlarız değilmi?
Evleniyorsun, eşinden beklentilerin var. Yatakta sevgili olsun, her zaman yanı başında olsun, hep seni anlasın, hep seninle ilgilensin, hep (dikkat) senin doğrultuların şeklinde şekillensin....
Yani sen kendine eş değil, kendi nefsine uygun bir varlık yaratma çabasındasın..Oysa eşinde ki gördüğün dikenleri bıraksan, sana daha bir güzel eş görüncek! Ama dedik ya, dikensiz gül arıyorlar. Dikensiz gül arayanlar da, yanı başın da duran gülde ki dikenleri kabullenemediklerinden, bu arayışın içine giriyorlar. Çokmu kötü olur diken eline batsa, canını acıtsa? Sevdiğin sana bir gül uzatmış, şimdi sen kalkıpta ' Ben dikenli gül istemem' dersen bu nasıl bir karakter ortaya sergiler? Nefsine düşkün bir karakter değilmidir? Oysa sevmek demek, bile bile yangınlara kendini atmaktır. Bir ibrahim misali korkmadan ateşin icine girmektir. Ibrahim gibi ateşe girersen, o ateş sana gülistan bağı olurö ama Nemrud gibi ateşi uzaktan seyretmeye kalkışırsan, sonun hüsran olur. Ateş Ibrahime gül bahçesi iken, Nemruda cehennem ateşi oldu! Dikensiz gülü arzulamakta aynen böyledir. Dikenleri kabullenirsen, yaşadığın hayat gül bahçesi olur. Yok illada dikensizi olsun diyorsan, hayatı kendine cehennem edersin! Hem kendini yakarsın, hem sevdiğini yakarsın.
Bülbül olmadan güle hayranlık nasıl olsun? Bülbülü hatırlayalım, güle aşık olduğundan ve gülün soluyuşunu fark ettiğinden, dikeni alıp minnacik kalbine saplıyor. Gül, bülbülün kanını içsin de, geri canlansın diye. Dikensiz güle, bu garip bülbül acaba nasıl kan verecek? Dikeni yoktur ki kalbine saplasın da, solan güle can versin! Dikensiz gül arayanlar, bir damla suyu çöle döküp sonra da ' acaba bu damla su neden hemen kurudu' diyenler gibidir. Aşka hiç değinmeyeyim, aşka değinirsem bu yazının sonu asla gelmez..Aşkın sonu yoktur ki, sonunu anlatabileyim.
Asıl hikmet, gülü dikenleri ile koynuna almaktır! Canını acıtır, kanlarını damla damla içer ama asla başkasının olmaz. Boşuna atalarımız dememiş ' Gülü seven dikenine katlanır 'diye. Büyüklerimiz her işin çözümlemesini bulmuşlar, getirmişler ama yeni nesil eskilerin sözlerinde cahillik aradıklarından, o sözlerin derinliğini anlamaktan mahrum kalmışlar.
Dikensiz gül aramak ha? Bu aynen şuna benziyor, bir insan kendine eş arıyor ama kafasına uygun birini bulamadığı için kalkıyor mezardan bir ölü seçiyor. Ölü ile ne kadar yaşanılır ise, dikensiz gülde ancak o kadar sevilir.
Hep kendi beklentilerimiz doğrultusun da eş arıyoruz. Hiç sormuyoruz kendimize ' Yahu eşim olacak insan acaba benden ne bekleyebilir, ben ona onun beklentilerini verebilecekmiyim! '. Ne ilginç değilmi, karşımda ki beni anlasın isteriz, ama kendimiz için aynı düşünceyi kullanmayız. Oysa aslında şöyle olması gerekmezmi:
Önce sen sevdiğinin beklentilerine cevap vereceksin ki, oda senin beklentilerini cevaplasın..
Bu şuna benzer, siz bir arkadaşınıza telefon açıyorsunuz ve karşıda ki soruyor ' Alo kimsiniz'! Ve siz susuyorsunuz..Beklentiniz, karşınız da ki, siz konuşmadan sizi anlaması. Çok beklersiniz. Karşıda ki yüzünüze telefonu kapatırsa hiç şaşmayın, çünkü aslında o kapatmadı siz kapattınız!
Önce ekeceksin, sonra biçeceksin.. Dikensiz gül ararsan, tüm ömrünü boşa geçirip, birgün birde bakarsın ki senden gayrıları her biri bir dikenli gül almış, bahçede tek bir gül kalmamış. Sende oturur bu sefer keşkelere dalar gidersin. Ama hiç bir gözyaşı, dikenli gülü geri getirmez.
Ya gülü dikeni ile sevip alakacaksın koynuna, yada tüm hayatı kendi egon ve beklentilerin ile yapayalnız, tek başına, bir köşede, herkesten uzak yaşamaya mahkum kalacaksın!
Siz hangisini seçmek istersiniz?
Mustafa Çelebi
29 Ekim 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder